Kitap Adı: İmkânsızı Arayan Adam
Yazarı: Mimi Baird & Eve Claxton
Çeviri: Begüm Kovulmaz
Yayınevi: Beyaz Baykuş Yayınları
Yayın Tarihi: Temmuz, 2016
Baskı Sayısı: 1. Baskı
Sayfa Sayısı: 224
Piyasa Fiyatı: 11,90 TL
Kitabı fotoğraftaki kare eşliğinde okumaya başlamıştım:
Kızıma baktıkça sık sık Şirin Baba’yı hatırlayıp gülerek, ama
devamı öyle olmadı. İmkânsızı Arayan Adam, hem bir çırpıda okunacak kadar akıcı
ve merak uyandırıcı hem de uzun süre akıldan çıkmayacak kadar etkileyici. Çok
kalın olduğu da söylenemez tabi. :)
Okuma durgunluğu yaşadığım dönemimde bana ilaç gibi geldi. Yaşanmış gerçek bir
hayat hikâyesi olduğu için de kitabı gördükçe hâlâ içim titriyor, aynı buruk hisler
bende yeniden, yeniden ve yeniden uyanıyor. Sanırım yorumumu yazdıktan sonra kitabı
bir süre gözden uzak tutmak etkilerinden kurtulabilmek adına en iyisi.
Öyleyse lafı daha fazla uzatmadan gelelim kitap yorumuma..
Kitap adından da anlaşılacağı üzere “Bir Manik Depresifin
Günlüğü”. Olaylar 1944’lerde yani savaş döneminde geçtiği için koşullar ve
hastalığın teşhisi ve tedavisi, yani büyük ihtimalle her şeyi günümüzden çook
farklı..
Dr. Perry Baird, işinde çok başarılı ve gelecek vaat eden
bir doktor ve manik depresyon hakkında, eğer başarırsa Dünya’da ilk olacak
araştırmalar yapıyor; manik depresyonun biyokimyasal sebepleri üzerinde
çalışıyor. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu, hatta öğrenimini yüksek
onur derecesiyle tamamlamış. Boston’da bir muayenehanesi var, makaleler yazıyor
ve Boston’da çok tanınıyor. Evli ve iki kız babası. Başına geleceklerden
habersiz, araştırmalarını ve deneylerini sürdürürken manik depresyon
hastalığına yakalanıyor ve olaylar böyle başlıyor.
Dr. Baird, manik depresif etkiler başladığında ilk olarak
Philadelphia Hastanesi Zihinsel ve Sinirsel Hastalıklar ünitesine yatırılıyor
ve birkaç haftada iyileşip taburcu oluyor. Yıllar sonra manik depresyon
etkileri yeniden başlayınca polisler tarafından ani bir şekilde tutuklanıyor ve
Westborough Eyalet Hastanesi’ne âdeta kapatılıyor. Kitap Dr. Baird’in bu
süreçten yaklaşık 10 yıl sonra yazdığı günlükten oluşuyor.
Dr. Baird, Westborough Eyalet Hastanesi’nde canice uygulanan
yöntemlerle yıllarca tedavi(!) ediliyor. Bu yöntemlerin başında deli gömleği
giydirilmek ve buzlu suyla ıslatılmış şiltelerin içinde çıplak yatırılmak
geliyor. Doktor bu yöntemlerle her yatağa bağlanışında, zihni, bağlanmayı zihinsel
bir sınav olarak algılıyor, vücuduysa otomatik kas direnci gösteriyor ve her
iki yöntemden de defalarca kurtulmayı başarıyor. Deli gömleğinden nasıl
kurtulduğunu ayrıntılı olarak sayfalarca anlatıyor. -Bu kurtuluş sayfalarını
okurken çok şaşırdığımı, doktorun zekâsından ve düşünme yapısından çok
etkilendiğimi ayrıca söylemeliyim sanırım.☺-
Bütün bunlara açlık, yalnızlık ve şiddet de etkileniyor, doktorun gördüğü
muameleler, cezalar ve davranışlar karşısında gururu ve onuru inciniyor. Bazen
tedaviye direniyor, bazen bilincini kaybediyor, bazense hiçbir şeye tepki
vermiyor derken yılları hastanede bu şekilde geçiyor.
Aslında kitabı gördükçe doktora ve tüm hastalara yapılanlar
tüylerimi ürpertiyor, içimi derin bir hüzün kaplıyor. Etkilendiğim ve üzüldüğüm
her şeyi, doktorun başından tüm geçenleri, en azından hastaneden taburcu olup
ol(a)madığını☺,
mesleğine dönüp dönemediğini, evliliğinin ve çocuklarının durumunu vs. hepsini
tek tek yazmak istiyorum ama kitabı okuyacaklar için kendimi maalesef
tutuyorum.
Gelelim kitabın nasıl oluştuğuna.. Yukarıda da belirttiğim
gibi doktor yaşadıklarını Westborough’a yatırılışından yaklaşık 10 yıl sonra
yazıyor, fakat doktorun ne yazdığı makaleler ne de bu günlüğü, doktor
hayattayken yayımlanmıyor. Yazıların hepsi eşinde duruyor ve eşi tarafından 50
yıl sonra büyük kızları, kitabın da yazarı olan, Mimi Baird’e veriliyor. Mimi
Baird, 1964 yılında elinde dağınık olan sayfaları sıralamayı başarıyor ve
günlüğü okuyor, fakat 2012 yılına kadar kitapla ilgili bir çalışma yapmıyor.
2012 yılında babasının hayatı boyunca en çok istediği şey olan makalesinin ve
günlüğünün yayımlanması fikrini hayata geçirmeye çalışırken bir yayınevinden
teklif geliyor ve yaklaşık 3 yılda İmkânsızı Arayan Adam ortaya çıkıyor. Mimi
Baird, bu süreçte babasının manik depresyonun biyokimyasal sebepleri hakkında
yazdığı makaleyi de yayımlatmayı başarıyor ve Dr. Baird’in bu çalışması dönemine
göre çok önemli bulunuyor, hatta bazı okullarda okutulmaya başlanıyor. Böylece Dr. Baird
her ne kadar göremese de, kızı sayesinde hayallerine uzuun yıllar sonra da olsa
kavuşmuş oluyor.
İmkânsızı
Arayan Adam, basıldığı yıl Washington Post tarafından
“Yılın En İyi Kitabı” seçilmiş. Ben de eserin bu ödüle layık olduğuna çok
inanıyorum. Çünkü doktorun kaleminden, güçlü karakterinden, yaşadıklarıyla baş
etme yöntemlerinden, fark ettiğiniz üzere😂
çok etkilendim, doktora ve diğer hastalara uygulanan yöntemleri ise içler acısı
buldum. Bence psikolojik roman sevenlerin beğeneceği, manik depresyonun ne
olduğunu benim gibi daha
önceden bilmeyenlerin ya da manik depresyonla ve insan psikolojisiyle
ilgilenenlerin çok şey bulabileceği bir kitap.
*Ha bi de bence en erken lise çağında okunması gerektiğini
de ekleyeyim de ne olur ne olmaz. :))
Bu senenin elbette ilk kitabını değil ama ilk kitap yorumumu
tamamlamış olmanın verdiği hafiflikle yorumumu sonlandırıyor, kitabımı da
duygusal bir insan olarak bir süreliğine de olsa hemencecik☺ortadan kaldırıyorum
efendim.
Öyleyse bir sonraki kitap yorumumda görüşene dek hoşça
kalıın! :)
~Instagram hesabım için tık tık: gizemlikitaplikk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder