31 Temmuz 2017 Pazartesi

Mimi Baird & Eve Claxton - İmkânsızı Arayan Adam | Kitap Yorumu




                                            Kitap Adı: İmkânsızı Arayan Adam
                                            Yazarı: Mimi Baird & Eve Claxton
                                            Çeviri: Begüm Kovulmaz
                                            Yayınevi: Beyaz Baykuş Yayınları
                                            Yayın Tarihi: Temmuz, 2016
                                            Baskı Sayısı: 1. Baskı
                                            Sayfa Sayısı: 224
                                            Piyasa Fiyatı: 11,90 TL


     Kitabı fotoğraftaki kare eşliğinde okumaya başlamıştım: Kızıma baktıkça sık sık Şirin Baba’yı hatırlayıp gülerek, ama devamı öyle olmadı. İmkânsızı Arayan Adam, hem bir çırpıda okunacak kadar akıcı ve merak uyandırıcı hem de uzun süre akıldan çıkmayacak kadar etkileyici. Çok kalın olduğu da söylenemez tabi. :) Okuma durgunluğu yaşadığım dönemimde bana ilaç gibi geldi. Yaşanmış gerçek bir hayat hikâyesi olduğu için de kitabı gördükçe hâlâ içim titriyor, aynı buruk hisler bende yeniden, yeniden ve yeniden uyanıyor. Sanırım yorumumu yazdıktan sonra kitabı bir süre gözden uzak tutmak etkilerinden kurtulabilmek adına en iyisi.

     Öyleyse lafı daha fazla uzatmadan gelelim kitap yorumuma..

      Kitap adından da anlaşılacağı üzere “Bir Manik Depresifin Günlüğü”. Olaylar 1944’lerde yani savaş döneminde geçtiği için koşullar ve hastalığın teşhisi ve tedavisi, yani büyük ihtimalle her şeyi günümüzden çook farklı..

     Dr. Perry Baird, işinde çok başarılı ve gelecek vaat eden bir doktor ve manik depresyon hakkında, eğer başarırsa Dünya’da ilk olacak araştırmalar yapıyor; manik depresyonun biyokimyasal sebepleri üzerinde çalışıyor. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu, hatta öğrenimini yüksek onur derecesiyle tamamlamış. Boston’da bir muayenehanesi var, makaleler yazıyor ve Boston’da çok tanınıyor. Evli ve iki kız babası. Başına geleceklerden habersiz, araştırmalarını ve deneylerini sürdürürken manik depresyon hastalığına yakalanıyor ve olaylar böyle başlıyor.

     Dr. Baird, manik depresif etkiler başladığında ilk olarak Philadelphia Hastanesi Zihinsel ve Sinirsel Hastalıklar ünitesine yatırılıyor ve birkaç haftada iyileşip taburcu oluyor. Yıllar sonra manik depresyon etkileri yeniden başlayınca polisler tarafından ani bir şekilde tutuklanıyor ve Westborough Eyalet Hastanesi’ne âdeta kapatılıyor. Kitap Dr. Baird’in bu süreçten yaklaşık 10 yıl sonra yazdığı günlükten oluşuyor.

     Dr. Baird, Westborough Eyalet Hastanesi’nde canice uygulanan yöntemlerle yıllarca tedavi(!) ediliyor. Bu yöntemlerin başında deli gömleği giydirilmek ve buzlu suyla ıslatılmış şiltelerin içinde çıplak yatırılmak geliyor. Doktor bu yöntemlerle her yatağa bağlanışında, zihni, bağlanmayı zihinsel bir sınav olarak algılıyor, vücuduysa otomatik kas direnci gösteriyor ve her iki yöntemden de defalarca kurtulmayı başarıyor. Deli gömleğinden nasıl kurtulduğunu ayrıntılı olarak sayfalarca anlatıyor. -Bu kurtuluş sayfalarını okurken çok şaşırdığımı, doktorun zekâsından ve düşünme yapısından çok etkilendiğimi ayrıca söylemeliyim sanırım.- Bütün bunlara açlık, yalnızlık ve şiddet de etkileniyor, doktorun gördüğü muameleler, cezalar ve davranışlar karşısında gururu ve onuru inciniyor. Bazen tedaviye direniyor, bazen bilincini kaybediyor, bazense hiçbir şeye tepki vermiyor derken yılları hastanede bu şekilde geçiyor.

     Aslında kitabı gördükçe doktora ve tüm hastalara yapılanlar tüylerimi ürpertiyor, içimi derin bir hüzün kaplıyor. Etkilendiğim ve üzüldüğüm her şeyi, doktorun başından tüm geçenleri, en azından hastaneden taburcu olup ol(a)madığını, mesleğine dönüp dönemediğini, evliliğinin ve çocuklarının durumunu vs. hepsini tek tek yazmak istiyorum ama kitabı okuyacaklar için kendimi maalesef tutuyorum.

     Gelelim kitabın nasıl oluştuğuna.. Yukarıda da belirttiğim gibi doktor yaşadıklarını Westborough’a yatırılışından yaklaşık 10 yıl sonra yazıyor, fakat doktorun ne yazdığı makaleler ne de bu günlüğü, doktor hayattayken yayımlanmıyor. Yazıların hepsi eşinde duruyor ve eşi tarafından 50 yıl sonra büyük kızları, kitabın da yazarı olan, Mimi Baird’e veriliyor. Mimi Baird, 1964 yılında elinde dağınık olan sayfaları sıralamayı başarıyor ve günlüğü okuyor, fakat 2012 yılına kadar kitapla ilgili bir çalışma yapmıyor. 2012 yılında babasının hayatı boyunca en çok istediği şey olan makalesinin ve günlüğünün yayımlanması fikrini hayata geçirmeye çalışırken bir yayınevinden teklif geliyor ve yaklaşık 3 yılda İmkânsızı Arayan Adam ortaya çıkıyor. Mimi Baird, bu süreçte babasının manik depresyonun biyokimyasal sebepleri hakkında yazdığı makaleyi de yayımlatmayı başarıyor ve Dr. Baird’in bu çalışması dönemine göre çok önemli bulunuyor, hatta bazı okullarda okutulmaya başlanıyor. Böylece Dr. Baird her ne kadar göremese de, kızı sayesinde hayallerine uzuun yıllar sonra da olsa kavuşmuş oluyor.

      İmkânsızı  Arayan Adam, basıldığı yıl Washington Post tarafından “Yılın En İyi Kitabı” seçilmiş. Ben de eserin bu ödüle layık olduğuna çok inanıyorum. Çünkü doktorun kaleminden, güçlü karakterinden, yaşadıklarıyla baş etme yöntemlerinden, fark ettiğiniz üzere😂 çok etkilendim, doktora ve diğer hastalara uygulanan yöntemleri ise içler acısı buldum. Bence psikolojik roman sevenlerin beğeneceği, manik depresyonun ne olduğunu benim gibi daha önceden bilmeyenlerin ya da manik depresyonla ve insan psikolojisiyle ilgilenenlerin çok şey bulabileceği bir kitap.


     *Ha bi de bence en erken lise çağında okunması gerektiğini de ekleyeyim de ne olur ne olmaz. :))

     Bu senenin elbette ilk kitabını değil ama ilk kitap yorumumu tamamlamış olmanın verdiği hafiflikle yorumumu sonlandırıyor, kitabımı da duygusal bir insan olarak bir süreliğine de olsa hemencecik☺ortadan kaldırıyorum efendim.

     Öyleyse bir sonraki kitap yorumumda görüşene dek hoşça kalıın! :)

     ~Instagram hesabım için tık tık: gizemlikitaplikk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder